kırmak

kırmak
(kırar)
В
1) прям., перен. разбива́ть, лома́ть, дроби́ть

-ı kırıp dökmek — разби́ть вдре́безги

2) уничтожа́ть, истребля́ть

kırıp geçirmek — переби́ть, уничто́жить; умори́ть

düşmanı kırmak — уничто́жить врага́

3) понижа́ть, сбавля́ть; уменьша́ть; ослабля́ть, умеря́ть

fiat kırmak — сбить це́ну

itibarını kırmak — урони́ть чеи-л. авторите́т (прести́ж)

şerefini kırmak — заде́ть (запятна́ть) чью-л. честь; урони́ть чьё-л. досто́инство; оскорби́ть кого

ücretleri kırmak — сни́зить зарпла́ту

4) скла́дывать, сгиба́ть
5) нагиба́ть, наклоня́ть; повора́чивать

direksiyonu kırmak — повора́чивать руль, меня́ть направле́ние движе́ния [автомоби́ля]

dümeni kırmak — повора́чивать руль, меня́ть направле́ние движе́ния [су́дна]

6) обижа́ть, огорча́ть

hatırını kırmak — оби́деть кого

ben kimseyi kırmak istemem — я не хочу́ никого́ обижа́ть

7) учи́тывать [ве́ксель], дисконти́ровать

Büyük Türk-Rus Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Полезное


Смотреть что такое "kırmak" в других словарях:

  • kırmak — i, ar 1) Sert şeyleri vurarak veya ezerek parçalamak Taşları kırmak. Bardağı kırmak. 2) İri parçalara ayırmak 3) nsz Belirli bir biçimde katlamak Forma kırmak. 4) Öldürmek, yok olmasına neden olmak Bu yıl soğuk hayvanları kırdı. 5) Bir şeyin… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kırmak — kazımak, bir şeyi kökünden çıkarmak; kırmak, II, 7. 24, 401, 406 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • kalp (veya kalbini) kırmak — gönül kırmak Okuyucularımın hakkını yiyor hem de öteki genç okuyucularımın kalbini kırıyorum. O. V. Kanık Hak yemek, kanuna aykırı bir şey yapmak, kalp kırmak korkusuyla bir türlü iş göremezdi. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ceviz kırmak — yanlış tutum veya davranışta bulunmak, hata yapmak Onun kırdığı cevizler artık haddini aştı. O. C. Kaygılı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • direksiyon kırmak — aracı istenilen yöne çevirebilmek için direksiyonu o yöne döndürmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fertik çekmek (veya fertiği kırmak) — kaçmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gerdan kırmak — 1) naz ile boynu başla birlikte iki yana oynatarak kırıtmak Avrupa tiyatrosunda işveli gerdan kırışları, meşhur kantolarıyla, ortalığı kırıp geçirdiği zamanlar! A. İlhan 2) mec. boynu, başı geriye oynatarak büyüklük taslar bir durum almak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kirişi kırmak — argo bulunduğu yerden ayrılmak, kaçıp gitmek Ama şimdi derhâl giyineceksiniz ve kirişi kıracaksınız. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • koz kırmak — 1) oyunda elindeki kozlardan birini kullanmak 2) mec. yanlış tutum içinde bulunmak Zavallının iratlarında oturan kiracılarla uğraşarak kırmadığı koz, çevirmediği dolap kalmıyordu. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kulunç kırmak — ağrıyan yeri ovmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kurdunu (veya kurtlarını) dökmek (veya kırmak) — çoktan beri özlediği bir şeyi bol bol yapıp hevesini almak Daha sonra Paris te kurtlarını dökmeye gelen her milletten insanlara rastladık. B. R. Eyuboğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»